Merhum Necip Fazıl Kısakürek'in 55 yıl önce söylediği "Bekleyin Gençler! Bekleyin! Ama bugün ama yarın Ayasofya açılacak!" sözleri, dün semaya yükselen Ezan sesi ile gerçek oldu.
86 yıl boyunca mahsun kalmış ve kendi kaderine terk edilmiş Ayasofya Camii, dün Danıştay 10. Dairesi tarafından açıklanan kararla müze statüsü iptal edildi.
Ayasofya'da 1934'teki Bakanlar Kurulu kararının iptal edilmesinin ardından dün ilk ezan okundu. Artık Müslümanlar yılların vermiş olduğu hasreti giderecek, Ayasofya Camii’nde huşu ve özlem ile namazlarını kılabilecekler.
Kararın Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatları ile Ayasofya hasretini giderecek tarih belli oldu.
Müslüman Türk Milleti’nin oluşturacağı mahşeri kalabalık ile 24 Temmuz Cuma günü, Ayasofya Camii’nde ilk Cuma Namazı kılınacak ve yaşlı gözler ellerini semaya açarak, Yüce Allah’a bugünü kendilerine yaşattığı için yüreklerin en derin yerinden dualar edecekler.
Ayrıca önemli bir hususa da dile getirmek istiyorum. Burada dikkat çekici bir husus var. Ayasofya’nın bugünkü şekli, Bizans dönemindeki mabedin aynı değil. Ayasofya özgür olduğu dönemde minareler yapıya bir istinad olarak eklendi.
Ayasofya hem mabed olarak, hem de bir vakıf eseri olarak gayesi dışında kullanılamaz. Bu çok önemli bir konu.
Geçmişte yapılan utanç verici karar ile Camii’nin müzeye dönüştürülmesi tam manasıyla bir gasptır. Maalesef geçmişte yapılan (Atakürk'ün sahte imzasıyla) hata ile sorumluluğu olanlar, ‘fuzuli şagil’ yani işgalci konumundaydı. Bu gaspın arkasında Vatikan ya da Ortodoks dünyası değil, ABD vardı. Türk Adaleti, aldığı kararla bu hukuksuzluğu sona erdi. Dün “Dünya Hukuk Günü” idi ve bu karar bu anlamda hukukun zaferidir.
Daha dün gibi hatırlıyorum gerek Ülkücü Hareket, gerek se de diğer islami teşkilatlar uzun yıllardır bıkmadan usanmadan Ayasofya’nın müze değil, Camii olması için yüzlerce binlerce yürüyüşler ve eylemler yaptılar.
Burada Hz. Ömer’in güzel bir sözünü hatırlatmak istiyorum, “Sabretmek boyun eğmek değil, sabretmek mücadele etmektir.” Türk Milleti, Yüce Yaradanın ‘Sabır ismine’ sığındı ve mutlu sona ulaştı.
Ne mi? oldu. Zincirler kırıldı, Ayasofya açıldı.