Teşrik, sözlük anlamında yüksek sesle tekbir almak, bayram namazını kılmak için musallaya çıkmak gibi anlamları taşımaktadır. Teşrik günleri ise bu günlere özel sözlerle idrak edilen zaman dilimini ifade etmektedir. İşte Teşrik Tekbirleri hakkında tüm merak edilenler...
TEŞRİK TEKBİRLERİ NE ZAMAN GETİRİLİR, HÜKMÜ NEDİR?
Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).
TEŞRİK TEKBİRİ OKUNUŞU NASILDIR?
Hanefî, Hanbelî, Zâhirî ve Zeydî mezheplerine göre teşrîk tekbirleri:
Teşrîk tekbiri "AllāhüekberAllāhüekber lâ ilâhe illallāhüvallāhüekber Allāhüekber ve lillâhi'l-hamd" şeklindedir.
TEŞRİK TEKBİRİ NASIL GETİRİLİR?
Teşrik tekbirleri, Kurban bayramının son üç gününü kapsayan zaman dilimine ve zilhicce ayının belli günlerinde farz namazların ardından söylenen tekbire verilen isimdir. Zilhiccenin muayyen günlerinde farz namazların ardından özel lafızlarla getirilen teşrik tekbirleri, arefe günü başlayıp, Kurban Bayramının üçüncü günü sona ermektedir.
Hanefî, Hanbelî, Zâhirî ve Zeydî mezheplerine göre teşrîk tekbirleri "Allāhüekber Allāhüekber lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber Allāhüekber ve lillâhi'l-hamd" şeklindedir.
Bazı kaynaklarda bu lafızlar Hz. İbrâhim'e nisbet edilmiştir (İbn Âbidîn, II, 178-180; ayrıca bk. es-Sâffât 37/100-110). Mâlik ve Şâfiî teşrîk tekbirlerinin üç defa "Allāhüekber" denilerek yerine getirileceğini söylerken sonraki dönem Şâfiî ve Mâlikî fakihleri diğer mezheplerce belirlenen tekbir ibaresinin okunmasını da uygun görmüştür.
Şâfiîler ayrıca buna, "Lâ ilâhe illallāhü vallahü ekber Allāhüekber ve lillâhi'l-hamd; Allāhüekber kebîren ve'l-hamdü lillâhi kesîren ve sübhânellāhi bükraten ve asîlâ" lafızlarının eklenmesinin uygun olacağını, ardından, "Lâ ilâhe illallāhü ve lâ na'büdü illâ iyyâhü muhlisîne lehü'd-dîne ve lev kerihe'l-kâfirûn; Lâ ilâhe illallāhü vahdeh sadaka va'deh ve nasara abdeh ve hezeme'l-ahzâbe vahdeh; Lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber" ibarelerinin katılmasının müstehap olduğunu söylemişlerdir (Şirbînî, I, 315).TEŞRİK TEKBİRİ NE ZAMAN BAŞLADI?
Bu tekbirlerin başlangıcı, Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etme olayına dayanır. Hz. İbrahim gördüğü rüya üzerine oğlunu Allah yolunda kurban etmeye karar verir, hazırlıklar sırasındaysa gökten bedel olarak bir koç getirilir.Cebrail; "Allahu ekber, Allahu ekber" diyerek tekbir getirince, Hz. İbrahim bu sesi duyar ve başını gökyüzüne çevirir. Onun bir koçla geldiğini görünce de "Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber" diye cevap verir. Bu kelimeleri işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmail de "Allahu ekber velillâhi'l-hamd" der.
TEŞRİK TEKBİRLERİ NE ZAMAN GETİRİLİR, HÜKMÜ NEDİR?
Hz. Peygamberin (s.a.s.), kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, ikindi namazı da dâhil olmak üzere farzlardan sonra teşrik tekbirleri getirdiğine dair rivayetler vardır (Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrâ, III, 315; Dârekutnî, es-Sünen, III, 439, 440).
TEŞRİK TEKBİRİ OKUNUŞU NASILDIR?
Hanefî, Hanbelî, Zâhirî ve Zeydî mezheplerine göre teşrîk tekbirleri:
Teşrîk tekbiri "AllāhüekberAllāhüekber lâ ilâhe illallāhüvallāhüekber Allāhüekber ve lillâhi'l-hamd" şeklindedir.
TEŞRİK TEKBİRİ NASIL GETİRİLİR?
Teşrik tekbirleri, Kurban bayramının son üç gününü kapsayan zaman dilimine ve zilhicce ayının belli günlerinde farz namazların ardından söylenen tekbire verilen isimdir. Zilhiccenin muayyen günlerinde farz namazların ardından özel lafızlarla getirilen teşrik tekbirleri, arefe günü başlayıp, Kurban Bayramının üçüncü günü sona ermektedir.
Hanefî, Hanbelî, Zâhirî ve Zeydî mezheplerine göre teşrîk tekbirleri "Allāhüekber Allāhüekber lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber Allāhüekber ve lillâhi'l-hamd" şeklindedir.
Bazı kaynaklarda bu lafızlar Hz. İbrâhim'e nisbet edilmiştir (İbn Âbidîn, II, 178-180; ayrıca bk. es-Sâffât 37/100-110). Mâlik ve Şâfiî teşrîk tekbirlerinin üç defa "Allāhüekber" denilerek yerine getirileceğini söylerken sonraki dönem Şâfiî ve Mâlikî fakihleri diğer mezheplerce belirlenen tekbir ibaresinin okunmasını da uygun görmüştür.
Şâfiîler ayrıca buna, "Lâ ilâhe illallāhü vallahü ekber Allāhüekber ve lillâhi'l-hamd; Allāhüekber kebîren ve'l-hamdü lillâhi kesîren ve sübhânellāhi bükraten ve asîlâ" lafızlarının eklenmesinin uygun olacağını, ardından, "Lâ ilâhe illallāhü ve lâ na'büdü illâ iyyâhü muhlisîne lehü'd-dîne ve lev kerihe'l-kâfirûn; Lâ ilâhe illallāhü vahdeh sadaka va'deh ve nasara abdeh ve hezeme'l-ahzâbe vahdeh; Lâ ilâhe illallāhü vallāhü ekber" ibarelerinin katılmasının müstehap olduğunu söylemişlerdir (Şirbînî, I, 315).TEŞRİK TEKBİRİ NE ZAMAN BAŞLADI?
Bu tekbirlerin başlangıcı, Hz. İbrahim'in oğlu İsmail'i kurban etme olayına dayanır. Hz. İbrahim gördüğü rüya üzerine oğlunu Allah yolunda kurban etmeye karar verir, hazırlıklar sırasındaysa gökten bedel olarak bir koç getirilir.Cebrail; "Allahu ekber, Allahu ekber" diyerek tekbir getirince, Hz. İbrahim bu sesi duyar ve başını gökyüzüne çevirir. Onun bir koçla geldiğini görünce de "Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber" diye cevap verir. Bu kelimeleri işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmail de "Allahu ekber velillâhi'l-hamd" der.